[hide]
Cinsiyet: |
Burç: |
Hayvan: |
Yaş : 29 |
Kayıt tarihi : 19/10/08 |
Mesaj Sayısı : 129 |
Nerden : KAYSERİ |
|
Lakap : |
|
|
|
Konu: Göz kamaştıran 'şeyler’ Salı Ekim 21, 2008 2:26 pm |
|
|
Göz kamaştıran 'şeyler’
İlk kez 2001’de Londra’da sahnelenen “Şeylerin Şekli” (The Shape of Things), Neil Labute’ün en ünlü oyunlarından biri.
“Bir sanat galerisinde ahlakçılara yer yoktur.” Pek çok kişinin düşünmeden altına imza atabileceği bir cümle gibi... Hele onu oraya yazdıran süreçten habersizse... Bir güzel sanatlar öğrencisinin üzerinde 18 hafta çalıştığı 'projesi’ sergileniyor bu salonda. Hocasından aldığı en değerli öğüt “Sanat yapın, tamam ama asıl dünyayı değiştirmeye çalışın” olan Evelyn’in... O da bir yerden başlıyor değiştirmeye... Oyunumuz işte bu 'değişim’ sürecini anlatıyor. Adı “Şeylerin Şekli”... Akbank Sanat’ın Yeni Kuşak Tiyatro’sunun başladığı günden beri dilden dile anlatılıp efsaneye dönüşen oyunu...
Çıplak bir heykel ve...
Bir müzedeyiz, karşıda koskocaman bir çıplak erkek heykeli. Orta yerinde bir incir yaprağı olmasına rağmen tam 'tükürmelik’ bir heykel... Nitekim bulunduğu Amerikan kasabasında da sansüre uğramış, 'ahlakçıların’ şikâyeti sonucu. Ama işte bir gün, “Her şey sanat için” düsturunu benimsemiş anarşist ruhlu kahramanımız Evelyn hışımla müzeye dalıyor ve heykelle izleyici arasında muhafaza edilmesi gereken sınırı aşıveriyor. Tabii bir görevli bitiyor hemen başında. Gözlüklü, şişmanca, tırnaklarını yiyen ve belli ki son derece özgüvensiz bir genç. Adı Adam. Ve böylece isimleriyle de kimliklerini inkar etmeyen 'Adem’ (Adam) ile 'Havva’ (Eve) buluşmuş oluyor...
Olmayacak bir çift Bundan sonrası aslında romantik komedilerden çok aşina olduğumuz bir durum. Hani biri çok güzeldir, diğeri çirkin. Ne olmayacak bir çifttir... Ve biz çirkin olanın aşkı uğruna güzelleşmesini izleriz. Sonuç, mutlu son: Birbirine pek yakışan iki 'güzel’ insandan ideal bir çift vücuda gelir, onlar erer muradına, biz çıkarız kerevetine... Gelin görün ki, Neil Labute mutlu sonlara inanmamasıyla ünlü bir yazar. Hiç de şefkatle yaklaşmıyor kahramanlarına. İnsan doğasındaki zaaflarla, acımasızlıkla, kötücüllükle onun işi. Kahramanları 'istemeden’ filan kırmıyor birbirini, basbayağı planlı programlı kötülüklere imza atıyor, bundan dehşete kapılan izleyiciye ise Labute’ün “Yüce iyilik ancak korkunç kötülüğün gösterilmesiyle ortaya çıkar” cümlesiyle avunmak kalıyor. Bir de bir dizi soru, “Sanat nedir, ne değildir?”den, “Aşk uğruna neleri göze almalı, nelerden vazgeçmeli?”ye uzanan...
Dengeleri bozuyor Adam ile Evelyn’in ilişkisi de başta süratle kilo verip 'şekle’ giren utangaç gencimizin kendisi olmak üzere, herkesin 'dengesiyle’ oynuyor. Adam’ın en yakın ve belki de tek arkadaşı Phillip ve nişanlısı Jenny de nasibini alıyor bu ayar şaşmasından. İlk kez 2001’de Londra’da sahnelenen “Şeylerin Şekli” (The Shape of Things), Amerikalı yazar ve bağımsız film yönetmeni Neil Labute’ün en ünlü oyunlarından biri. 1981’de katıldığı Mormon Kilisesi’nden 2005’te ayrılan Labute, oyunu filme de çekmiş, Rachel Weisz, Paul Rudd, Gretchen Mol ve Fred Weller’ı oynatarak.
Dahiyane bir fikir Akbank Sanat’ta, Mehmet Ergen’in kusursuz çevirisi ve tekstin etkileyiciliğini ikiye katlayan rejisiyle izliyoruz “Şeylerin Şekli”ni. Öncelikle mekan kullanımı çok çarpıcı. Sahnedeki müzede başlayan tek perdelik oyun, yıldırım hızıyla kâh Phillip’in evine, kâh Starbucks’a dönüşen üst katta devam edip, Evelyn’in projesini sunduğu üçüncü katta sona eriyor. İzleyiciyi dörtlü ilişkinin içine tamamen alan, dâhiyane bir fikir. Dekor ve kostümde Neil Irish, ışık tasarımında Yakup Çartık, ses tasarımında Emre Ergen imzası var. Bu sezon, başarılı genç oyuncu 'takımlarından’ yana çok verimli geçti. “Şeylerin Şekli” de bu açıdan göz kamaştırıcı. Adam’da Bartu Küçükçağlayan, Eveyln’de Esra Bezen Bilgin gerçekten pırıl pırıl parlıyorlar ki bu zaten onları daha önce izlemişler için hiç de sürpriz değil. Jenny’de İzmit Şehir Tiyatrosu oyuncusu Betül Çobanoğlu, Phillip’te konservatuvar son sınıf öğrencisi Deniz Celiloğlu çok başarılı. Belli ki bu isimleri daha çok duyacağız...
Galiba Labute haklı! Cesur bir yazar, özgün bir anlatım keşfetmek, iyi vakit geçirmek, insanı, yapabileceklerinin sınırlarını, ahlakın tanımını ve daha bir sürü şeyi sorgulamak, her ademoğlunun içinde sayısız melanet yattığı gerçeğiyle yüzleşmek ama yine de salondan kendini iyi hissederek çıkmak için birebir “Şeylerin Şekli”. Galiba Neil Labute haklı, sonunda ortaya 'iyi’ bir şeyler çıkacaksa, 'korkunç kötülüğün’ gösterilmesinden geçiyor yolu |
|